Kronik lenfödemde cilt kuru, çatlamış ve enfeksiyonlara yatkın durumdadır. Lenfödem kliniğine başvuran hastaların %80’i lenfödem ve/veya cilt bakımı konusunda herhangi bir eğitim almadıklarını ifade etmektedirler. Tedavi edilmeyen kronik lenfödemde yıllar içinde deride kalınlaşma (pakidermi), deri papillalarında warta benzer oluşum (papillomatozis) ve lenfostatik hiperkeratoz (keratinizasyon) gibi cilt değişiklikleri gelişir.
Derideki kuruluk su kaybı ile ciltteki nötral nemlendirici faktörlerin (üre) ve lipidlerin azalmasına bağlıdır. Tedavi yöntemleri olarak uygulanan manuel lenfatik drenaj, kompresyon bandajları ve bası giysileri deride ek stres oluştururlar ve doğal koruyucu tabakanın yıkımını hızlandırırlar.
Lenfödemde cilt bakımı ile ilk bilgiler 1892’de Winiwarter tarafından tanımlanmış ve en az diğer tedaviler kadar önemli olduğu vurgulanmıştır. Derinin elastikiyeti ve neminin korunması için koruyucu asit tabakaya zarar veren sabunun kullanılmaması önerilmiştir. Hafif sabun içermeyen nötral pH’lı vücut kremleri önerilmektedir.
Banyodan sonra özellikle katlantı olan bölgeler veya parmak araları maserasyon ve dermal mikozisi engellemek için çok iyi kurulanmalıdır. Cilt temizlendikten sonra badem yağı gibi kokusuz doğal ürünlerle cilt nemlendirilmelidir. Allerjik yapısı olanlarda yeni preparatlar sağlam ekstremiteye küçük bir parça sürülerek tolerasyon izlenmelidir.
Kompleks dekonjestif terapiye başlanmadan önce deri enfeksiyonları tedavi edilmelidir. Özellikle radyoterapiye sekonder oluşan cilt lezyonlarına önem verilmelidir.
Cilt bakımı her gün sabah kalkar kalkmaz yapılmalıdır. Bası giysisi öncesinde sürülen kremlerin cilt tarafından iyice absorbe edildiğinden emin olunmalıdır. Bası giysilerine krem bulaşmamasına dikkat edilmelidir.
Her hastaya lenfödem ünitesine kabulden sonra lenfödem hakkında bilgi verilmeli, hangi durumlarda lenfödem artma riskinin bulunduğu anlatılmalı ve bu riskleri azaltma yolları öğretilmelidir. Eğitimden sonra hazırlanan broşürler hastalara verilmelidir.